Film, Pinkie adlı, jiletle donatılmış sosyoekonomik açıdan dezavantajlı bir gençin hızla düşüşünü konu ediniyor. Pinkie'nin hayatı, amansız bir dini ölüm arzusu ile şekillenmiş durumda. Hayatında hiçbir umut ışığı olmayan bu karakter, sadece dini inançlarından güç alıyor. Ancak bu inançların ona bir ölüm arzusu olarak dönüşmesi, onun dış dünyayla olan ilişkisinde bir dizi sorunu da beraberinde getiriyor. Sokaklarda, dalga geçenlere aldırmadan soğukkanlı bir tavırla jileti sallayan Pinkie, dini ölüm arzusu ve acımasızlığıyla izleyiciyi adeta büyülüyor. Kendine bir çıkış yolu bulma umudu yerine ölümü seçen bu karakter, son derece çarpıcı bir portre sunuyor. İzleyiciye, onun sosyoekonomik koşullarının ve dini inançlarının birleştiğinde nasıl bir trajediye yol açtığını gösteriyor. Pinkie'nin hikayesi, genç bir adamın nasıl sıradanlaşmış bir şiddetle düşebileceğini gözler önüne seriyor. Pinkie'nin dini ölüm arzusunun getirdiği dramatik anlar, onun arzularının ve kadere boyun eğişinin trajik bir şekilde birleştiği birçok sahneye damgasını vuruyor. Film, genç birinin düşüş hikayesini hayata geçirirken, aynı zamanda inanç, kader ve umutsuzluğun insan hayatını nasıl etkileyebileceğine dair kafa yorulacak soruları da beraberinde getiriyor.
