Bir dedektif, üzerinden tam tamına on beş yıl geçmiş bir kayıp kişi dosyasını açar ve işler kısa sürede korkunç bir hal alır. Bu dedektif, başından beri çözülemeyen bu esrarengiz vakayı yeniden inceleme kararı aldığında, kaybolan çocuğun aslında acımasızca öldürüldüğünden şüphelenmeye başlar. Dahası, bu katliamın ardındaki isim olarak yerel bir çiftlik sahibini göstermeye başlar. Bir sinema yorumcusu olarak bakarsak, bu hikaye oldukça sürükleyici ve gizem dolu. İzleyiciyi derin bir merak içinde bırakan bu öykü, dedektifin sıradan bir kayıp kişi vakasını bir cinayet soruşturmasına dönüştürme sürecini başarılı bir şekilde yansıtıyor. Bunun yanında, çiftlik sahibi karakterinin karanlık ve tekinsiz bir havasının olması, hikayeye ekstra bir gerginlik katıyor. Eğer bu bir film ya da dizi olsaydı, dedektifin psikolojik çatışmaları, çiftlik sahibinin gerçek kişiliğinin yavaş yavaş ortaya çıkması ve özellikle de kırsal bir bölgede geçen bu suç hikayesinin atmosferi nedeniyle izleyenleri ekran başına kilitleyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Kesinlikle izlenmesi gereken bir yapıt olurdu.