Skip, eski bir dolabın gizemlerine dalar. Bilge gözetmeni, doğru seçimin önemini vurgulayan ürpertici hikayeler anlatır. Bu hikayeler, Skip'in kendi hayatı ve ölümü arasında bir karar vermesi gerektiğinde devreye girer. Skip'in eski bir dolabın gizemlerini çözme süreci, izleyiciyi hemen başlangıçta karmaşıklığı ve gizemiyle etkisi altına alır. Bu dolabın kilitlediği sır ne? Skip'i bekleyen nedir? Bu soruların yanıtlarını bulma arzusu, filmin ilerleyen dakikalarını soluk soluğa izlememize sebep olur. Bilge gözetmenin hikayeleri ise, bu gizem dolu yolculuğa ayrı bir boyut katar. İzleyiciye, hayatın her dönemeçte sunduğu seçimlerin ve bu seçimlerin sonuçlarının önemini hatırlatır. Gözetmenin anlattığı hikayeler, bir yandan ürpertici ve gerilim dolu, diğer yandan ise derin düşündüren ve hatta belki de kendi hayatımızdaki seçimlerimizi sorgulamamıza sebep olacak. Filmin climax'ı da, Skip’in hayatı ile ölümü arasında bir karar vermesi gereken anında gelir. Bu durum, yalnızca hikayenin gerilimini tırmandırmakla kalmaz, aynı zamanda izleyicinin de kendi içsel yolculuğunu tetikler. Sonuç olarak, gizem, gerilim ve felsefi düşündüren bir film arıyorsanız, bu film tam sizlik. Karakterin çıktığı bu yolculuk, sıradan bir hikaye anlatmaktan çok daha fazlasını sunuyor. Kendi hayatımızda karşılaştığımız seçimler ve bu seçimlerin sonuçlarının ne kadar önemli olduğu konusunda bizleri düşündürüyor. Sürekli olarak karar vermek zorunda olduğumuz bu yaşamda, hangi seçimlerin bizi nereye götüreceğini asla tam olarak bilemeyiz ve bu film bize bu gerçeği unutmadan yaşamanın önemini hatırlatıyor.